Yine zor geçen ama mutlu biten bir sezonun ardından, yine düş kırıklığı…
Olin Edirne Basketbol Kulübü’nün haklarının Doğuş Grubu’na satılması olasılığı gündeme düştüğünde, Beko Basketbol Ligi’ndeki ikinci sezonumuzun ardından yaşananlar geldi aklıma…
Çalkantılarla geçen ve son anda mutlu biten bir sezonun ardından, “en zor yılımızı atlattık, bundan sonrası çok daha iyi olacaktır…” beklentisiyle girmiştik tatile…
Herkes biraz dinlensin, enerji toplasın da yeni sezon hazırlıkları ve dolayısıyla heyecan başlasın diye düşünüyorduk…
Taraftarın yeni sezon bütçesinin açıklanmasını beklediği Haziran ayında, Kulübü yoktan var eden, inanılmazı gerçekleştirip Beko Basketbol Ligi’ne ve hatta Avrupa’ya taşıyan ana sponsorumuzun devam etmeyeceği haberini aldık…
“Eyvah” dedik “şimdi ne olacak…” Gayet iyi biliyorduk Edirne’de bayrağı devralıp devam ettirecek kimse çıkmayacaktı…
Zaten Sayın M.Edip Ağaoğulları da “Kulübün kısa zamanda gösterdiği büyük başarının devamlılığı ve kalıcılığı için atılması gereken önemli adımlarda yetersiz kalındığı, yerel katılımın ve kurumsallaşma hamlelerinin kulübün yükselen çizgisini yakalayamadığı, sadece ana sponsorun varlığı ile daha ileri taşınmasının imkan dahilinde olmadığı” vurgusunu yapıyordu…
Olin’in sponsorluktan çekilmesiyle, Yönetim Kurulu 4 Temmuz tarihinde kongre kararı aldı. Tüm beklentiler bu tarih üzerine yoğunlaşmaya başlamıştı. Bu arada çözüm arayışı içine giren yöneticilerin Edirne Milletvekilleri, Vali ve Belediye Başkanı ile görüşüp destek istedikleri, ayrıca tek sponsor yerine 4-5 sponsorlu bir formül düşündüklerini duyuyorduk.
Ancak yeni yönetim oluşamadı…Genel Kurul günü büyük bir merakla beklenen yeni yönetimin kimlerden oluştuğu, sponsorların kim olduğu, bütçenin ne kadar olduğu gibi bilgiler yerine, Genel Kurul’un 17 Temmuz’a ertelendiği haberi geldi.
İyi de liglere katılım için son günün 16 Temmuz olduğu ve o tarihte katılım bedeli olan 60.000 TL’nin ödenmesi ve gerekli evrakların teslim edilmesi gerektiği söyleniyordu…Peki şimdi ne olacaktı…
Taraftar üzerinde büyük bir düş kırıklığı, karamsarlık hakimdi…
Neyse ki Genel Kurul’dan rahat bir nefes almamızı sağlayan haberler geldi…Vedat Kumuşoğlu başkanlığında yepyeni ve iddialı bir Yönetim Kurulu oluşmuş ve M.Edip Ağaoğulları’nın da destek olmaya devam edeceği duyurulmuştu…
Hemen ardından takım kurma çalışmaları başladı…Baş antrenörlük görevine Gökhan Taştimur devam edecekti…2 hafta gibi bir süre içinde İsmail Çevik, David Jelinek, Nemanja Protic, Bekir Yarangüme, Artsiom Parakhouski, Levent Bilgin, Pertev Öngüner, Berkay Candan transferleri ve Davud Kamer’le nikah tazeleme yapıldı…
Diğer takımlara göre hazırlıklara çok geç başlanmıştı fakat umut vardı…Transfer çalışmaları devam ediyordu…Ortalıkta hepimizi heyecanlandıran isimler dolaşıyordu…
Hazırlık turnuvaları, Türkiye Kupası maçları derken sezon açılışı için görkemli bir program hazırlanıyor ve Galatasaray Medical Park Edirne’ye getiriliyordu… Olin Edirne’nin sezon açılış maçı naklen yayınlanıyordu…
Karamsar hava dağılmış, umutlar yeniden yeşermişti…
Edirne, basketbolü çok sevmişti…Basketbolsuz olmazdı artık…
Neyse uzatmayalım, sezonu hep birlikte yaşadık…Yine bir sürü aksilikler…Yine korkulu rüyalar ve yine mutlu son…
Fakat yine sevincimiz kursağımızda kaldı…
Basketbola girmeye niyetlenen Doğuş Grubu, “Olin Edirne” nin haklarını satın almak üzere teklif götürmüş ve görüşmeler olumlu !! geçiyormuş…
Bu aşamada taraftar olarak, basketbolsever olarak Edirne’nin basketbol takımının satın alınıp, İstanbul’a götürülmesini kabullenmek sözkonusu olamaz…
Basketbol, Edirne’de çok önemli bir boşluğu doldurmuştur…
Basketbol Edirne için çok önemlidir…
Edirnespor Kadın Basketbol Takımı 1. Lige doğru ilerliyorken, erkek takımımızı kaybetmek büyük bir yıkım olacak, önümüzde duran bu olumsuz örnek nedeniyle bir daha Edirne’de hiç kimse sportif anlamda bu derece üst düzey bir girişime cesaret edemeyecektir…
Olin Edirne, M.Edip Ağaoğulları’nın ideali, inancı, yadsınamaz derecede büyük fedakarlıkları ile ve çevresindeki güvendiği, inandığı insanların çabalarıyla varolmuştur.
Bu süreçte, hepimiz adına doğrular da, yanlışlar da yapılmıştır…Bu takım, bu kulüp çok sevilmiştir…Çok övülmüş, yüceltilmiştir…Çok eleştirilmiştir…Çok kızılmıştır bazen…
Bir çok insan sahiplenmiş, doğru bildiğini yazmış, çizmiş, söylemiştir…Az ya da çok maddi olarak katkı verenler, tribünde destekleyen, diyar diyar deplasman yapanlar olmuştur…
Uzun lafın kısası ; gönül vermiştir binlerce insan…
Edip Bey yaratmıştır bu takımı…Hepimizin olmuştur artık…
Olmuştur olmasına da, şimdi kalkıp “sen para vermeye devam et…kulübü satma…” demek ne kadar gerçekçidir..?
Hepimiz biliyoruz ki, hedeflediğinin çok üstünde vermiştir zaten…
Şu anda ticari bir fırsat sözkonusudur ve bu konudaki karar elbette kendisine aittir…
Öte yandan ;
Erkekler ve kadınlarda üst düzey basketbol takımlarına sahip olmak, bu şehirde yaşayan -basketbolla ilgili ya da ilgisiz- herkes için bulunmaz bir nimettir.
Var olanı korumak da şehrin tüm dinamikleri için öncelikli görevdir…
Takımımızın Edirne’de kalması için Edip Bey’i de rahatlatacak farklı bir formül bulunmalıdır.
Edip Bey’in geçen yıl bahsettiği “yerel katılım” sağlanmalı ve bir an önce “kurumsallaşma hamleleri” yapılmalıdır…
Sivil toplum, meslek örgütleri, odalar, iş adamları, sanayiciler ve en önce de Belediye Başkanı, Vali, Milletvekillerimiz ve Bakanımız kolları sıvamalıdır…
Çağrı beklemeden…
Vakit kaybetmeden…
Gün bugündür…
Görev hepimizindir..!!
06 Mayıs 2013 at 15:43
Yine aynı şeyleri söylüyorum Sayın edip ağaoğullarına yeterli destek verilmezsse bu takım yok olur diye ve dediklerim çıkmaya başladı
yavas yavas yine bir kaos ortamı oluşmaya başladı
Sayın sponsorumuza tüm edirnenin demiyorum tüm trakyanın koşulsuz ön şartsız destek vermesi lazım bu destek bir iki üç yılları değil on yılları kapsaması lazım.Yoksa bu güzide takım tarihin karanlık sayfalarında yerini almaya mahkumdur.
Eğer gerekli destek sağlanmazsa Korkunç son hiçte istemediğimiz şekilde
sonuçlanacaktır.